En Güzel Turkce Şiirler  ( 146648 marta o'qilgan) Chop etish

1 2 3 4 5 6 7 8 9 ... 22 B


ismailturkmen  24 Iyun 2009, 00:13:53

BIRAKTIĞIM YÜREKTE


seni arıyorum, bıraktığım yürekte
acıları sarılmış
gözleri gülümsemde
sevgiye işlenmiş, düşlerde
güller arasında gezinirken
seni arıyorum,bıraktığım yürekte

yıldız çizmiştik, ortasında kalp
yağmur tanelerini içmiştik
gözlerimiz bakışına kilitli
seni yamıştım sahilin en sert kayasına
silmesin kıyıya vuran hırçın dalgalar diye
seviştiğimiz bakışlarda
seni arıyorum bıraktığım yürekte

kardelenler gibi başkaldırıken acılara
kalbindeki hıçkırıklara el salladığın
güneşin doğuşuna bakan göz gülümsemesende
sevişirken göz kırpmalarında
seni arıyorum bıraktığım yürekte

yad ellere koşarken ellerin açık
uçuşan duyguların sürüklediği
zerrelerine karışmış sevgimde
kaybouşuna ağlayarak
çaresiz göz yaşlarımızda
seni arıyorum bıraktığı yürekte

hicran yarasından görünmez olmuş,
solgun güz yaparları dolanırken ,
duygularında, kaybolan sevmelerin
yeniden yeşermesinde hayatın
seni arıyorum bıraktığım yürekte

dost dşye el uzattıkların
giderken el olup yanından,
döküldüğünde göz yaşların sinene
hüzünlenen bakışlarında
beliren mutlu gülümseme
güneş olurken yürek sevgime
seni arıyorum bıraktığım yürekte

gece karanlık, aldırma sen
gözlerinin karasıdır ona inat
beni hayata bağlayan
senle dolan sevgi düşlerinde
hicran yarana em olmak için
seni arıyorum bıraktığım yürekte
İSMAİL TÜRKMEN

[вложение удалено Администратором]

Qayd etilgan


ismailturkmen  24 Iyun 2009, 00:15:21

AKŞAM EYLEDİM
Sevginle akşam ettim,
Sergen olunca saçların tan vaktine,
Saçlarınla oynadım
Gözlerini gördüm güneşin batışında,
Dökülürken sevgin yüreğime,
Sevginle akşam eyledim
Yüreğim kolbastı oynar ufukta gün giderken,
Sen gelirsin aklıma, resmini çizerim kalbime,
Üstüne seni seviyorum yazarım,
Kapatıp gözlerimi günü akşam ederim sevgimle
Sen bilmediğim bir yerde
Sessizce beklerken güneşin batışını,
Ben dinlerim sevginle yüreğimin atışını,
Gün gidiyor bak akşam ettim sevginle
Gözlerinde hüzün görürdüm bazen,
O an rüzgâr olurdum, bora olurdum,
Dağıtırken gözlerinde hüznü, sevgim
Seni severken akşam ettim
Gülerdi gözlerin,
Yanaklarında gül olurdu gamzelerin,
Ufukta doğanda güneş,
Oturup yüreğinin sahiline,
Seni severken akşam eyledim
Ellerini uzattırsın bana,
Dudaklarında tatlı tebessüm,
Tebessümünün tadına varırken sevginle,
Seni severken akşam eyledim
Tan vaktinde tenin beyazlığı
Ay oldu gökyüzüne,
Ay yüzünde ararken sevgi ile bakışlarını,
Severken seni akşam eyledim
Özledim çok özledim,
Selam gönderdim rüzgârdan okşasın saçlarını,
Alıp gelsin diye kokusunu severken akşam eyledim
Özledim seni severken can gibi
Düşlerimi yüreğine yol eyledim
Düşlerim sevgimi getirirken sana, akşam eyledim
İSMAİL TÜRKMEN

Qayd etilgan


ismailturkmen  29 Iyun 2009, 14:57:11

BEN BEYİM
 

Ben bey oğlu beyim
Gönlüm yansa da beyim
Beylik bana yakışır yıkılmam
Ben beyim Türkmen beyi

Alperenim gönlümce kendim
Doğruyu bilir, doğruyu dilerim
Ben Türkmen beyi, bey oğlu beyim
Beylik bana yakışır, yıkılmam

Atalarım, Oğuz, Mustafa, Alparslan
Ben, beylerden Osman beyin oğlu
Türkmen beyi, Türkmen oğlu
Beylik bana yakışır yıkılmam

Obalar kurarım yüreğimde, Beyim.
Çadır çadır, oymak, oymak
Sürüler otlatırım yaylalarda
Ben beyim, beylik bana yakışır.

Ben beyim, Türkmen Beyi.
Acılara derman olurum. Beyim.
Gönlüm geniş, sevgim dağca
Beylik bana yakışır, yıkılmam!
 
 
İsmail TÜRKMEN   

 
 

Qayd etilgan


ismailturkmen  29 Iyun 2009, 14:57:43

Mehmetim
 
Yorgun bedenini bıraktı yatağına, rahatlasın diye
Bütün gece dağlarda, yokuş demeden, dere demeden
Sırtındaki kumanyasıyla birlikte bedenini taşıyan
Kimi zaman dizlerine devreden taşımaları ayakları
Dinlensin ki gün batımıyla birlikte tekrar başlasın
O eskiden çok sevdiği bayırlarda kumanyasıyla bedenini
Eskiden can atardı dağlara, derelere gitmeye
Ya şimdi sevmez olmuştu hain yüreklerin pusuya yattığı
O zamanlar gitmeye can attığı bu dağları bayırları,
Bildiği geceleri dağlarda, bayırlarda çakallar olurdu
Şimdi ise hain yürekler hain pusular almıştı çakalların
Arada birde görünen ürkek tavşanların yerini
Bunları düşlemeye başladı başını yastığa koyduğunda
Çoban ateşi sanmıştı ilk gördüğünde hain namlunun parıltısını
Gene sütü kaynatıyor demişti içinden çoban Ahmet,
öyle yapardı arkadaşı çoban Ahmet memleketindeki dağlarda
Tam bu vakitlerde kaynatır sütü ıslıkla çığırırdı kendisini,
Tam buları düşünürken yanından ıslıkla bir şey geçti
Anlam veremdi taki yanında yürüyen Ahmet yere düşüne kadar,
Acıyla ahin kurşunlarının da ıslık çaldığını o zaman anladı
Düşmüştü Ahmet bu toprağa can vermişti hain kurşunla
Çakallar geldi gene aklına, onlar daha cesurdu hain pusudan
Ulurlardı en azından saldırmadan, ama hain pusu sessizdi
Engerek yılanı gibi sessiz ve kalleş, anası derdi
Yılana kalleş diye de anlam veremezdi kalleşliğe
Şimdi anlamıştı kalleşliğin ne olduğunu.
Düşünürken bunları gözleri kapandı yavaş yavaş,
Uykuya dalmıştı, yorgun bedeni daha fazla dayanmamıştı
Hem zaman düş zamanı değildi, akşama zinde olmalıydı
Derin uykuda annesi geldi başucuna, yavaşça saçlarını okşadı
Alnından öpüp gitti, eline bir şeyler bıraktı,
Sonra dağı gördü gene yüksek, sarp etekli dağı,
Her tarafı hain pusulara gebe dağı, tırmandılar Mehmet’le dağa
Tırmandılar ama sürünerek, dizleri kanarcasına,
Tam yukarda bir çift namluya karşı gidiyorlardı, Mehmetler
Anası geldi aklına, eline bıraktığı neydi acaba,
Başını çevirip topraklaşmış eline baktı kına vardı,
Anam askere yolarken yaktıydı diye düşündü, oralı olmadan
Gene o hain yılan ıslığındaki sesi duydu,
Yat diye bağırdığını bir de Mehmet’in avazı çıktığınca
Bir sıcaklık hissetti yüreğinde,
Yavuklusunu ilk gördüğünde hissetmişti bir bu sıcaklığı
Özlemle gülümsedi dudakları, anasının kınaladığı elini
Yüreğinin üstüne getirdi sevgiyle, kırmızı bir sıcaklık bulaştı eline
Elindeki kınadan daha kırmızı, elindeki kınadan daha sıcak
Tam kapanacakken gözleri yukarda bulutlarda hissetti kendini
Ay yıldızlı bayrağa sarılış mutlu tebessümlerle,
Şehitlik şerbetini yudumluyordu, anasının dizlerini döverek,
Saçını yolarak ağlamsı olmasa mutlu olacaktı
Vatan uğruna verdiği cana, şehitler ordusuna katılışına


 
 
İsmail TÜRKMEN   

 
 

Qayd etilgan


ismailturkmen  29 Iyun 2009, 14:58:10

YANKE
 
Tarihine bir baksana yaşadığın toprağın
Kimler yaşıyormuş basmadan ayağın
Hangi medeniyetler kurulmuş yaktığın
Tarih kitapları yazıyor mu senin yıktığın

Kurulu o topraklarda nice devleti yok ettin
Katil ataların gelip sürgün Avrupa dediğin
Haçlı kaçaklarından devlet diye peyda ettiğin
Nice ulusları, nice inançları tarihten yok ettiğin

Hırsız katil babanın torunları, yanke bildiğim
Önce Afrika’da koymadın insan söz ettiğim
Senin köle diye pazarlara insan getirdiğin
Yazıyor mu tarihinde, dünya ile bir bildiğim

Medeniyet diye canlara acımasızca kıydığın
Para için evler yakıp, ırakta kanlar akıttığın
Hiroşima, Nagazaki’de nesilleri bombaladığın
Baksana tarihine yazmıyor mu hunharlığın

Kore’de, Viatnam’da sakat kalanlar senden
Tarihe eser kalmışken ne istersin benden
Ey Yanke elindeki kanla, alnında ki lekeden
Habersizken Ermeni’ye yalakalık edişin neden

Bir zamanlar yaşardı ülkende kızıl derili bir ırk
Giysen de sırtına medeniyet denilen çelik zırh
Astekler vardı bak bastığın yerlerde yok artık
Sen nerede; bir baksana nerede kalmış insanlık

Irakta elleri kanlı askerlerin insanlıktan uzak
Afkanistan’da kurdun insanlığa haince tuzak
Soyun yok, geleceğin insanlıktan millerce uzak
Boynuna geçecektir Türk’e kurduğun bu tuzak


 
 
İsmail TÜRKMEN
 

Qayd etilgan


Foniy  27 Iyul 2009, 20:40:16

Selam Olsun

Biz dünyadan gider olduk
Kalanlara selam olsun.
Bizim için hayır dua
Kılanlara selam olsun.

Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun.

Tenin ortaya açıla
Yakasız gömlek biçile
Bizi bir asan vechile
Yuyanlara selam olsun.

Selam verile kastimize
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun.

Derviş YUNUS söyler sözü
Yaş dolmuştur iki gözü
Bilmeyenler bilsin bizi
Bilenlere selam olsun.

Qayd etilgan


ismailturkmen  28 Iyul 2009, 01:23:10

Kızıl Akıyor Bulungir

Kızıl akıyor Bulungir deryası
Yatağında kara, sahilinde yeşil
Üstünde mavi gök dururken
Kızıl akıyor Bulungir deryası.

Ergenekon’dan çıkış şenliği yok,
Oğuzhan destanına mekân olmamışçasına
Kızıl akıyor Bulungir deryası.
Yiğitler boyun büküşlerde
Genç kızların nakışında hüzün,
Kızıl akıyor Bulungir deryası

Tanrı dağları ağlamaklı,
Duyuluyor Kürşat’ın narası
Kürşat ruhu yasta
Kırk yiğidi bu gün yasta
Orkun kitabesi yazılı taşta
Katledilirken Urumçi’de Türk her yaşta
Kızıl akıyor Bulungir deryası

Birlik bozulmuş bu yurrta
Yol göstermez artık bozkurtta
Kurşunlanır yiğit Uygur sakakta
Aral durgun, belli yasta
Kızıl akıyor Bulungir deryası

Acı, gözyaşı sıradan, anayurtta
Kızıl çin katlettikçe sokakta
Uygur’u genç yaşlı,
Türk’ün gözü yaşalı
Güneş, getirmez olmuş günü
Unutmuş görünmekte Çinli dünü,
Bulungir almış içine hüznü
Kızıl akmakta gök maviye inat

Everen suskun, duyarsız ketum
Katledilirken binler masum Türk,
Ata diyarında kalan masum, gen ,kadın,kız,
Tanrı dağı kara sise sarınmış
Kızıl akmakta Bulungir deryası

Gök bayrak bakmakta boynu bükük,
Al bayrağa umutla çaresiz,
Al bayrak, üzgün gafletine kardeş Anadolu’nun,
Yeşil vadisinde kızıl akmakta Bulungir deryası


Bulungir:Urumçi yakınında bir nehir
İSMAİL TÜRKMEN


Qayd etilgan


ismailturkmen  28 Iyul 2009, 17:06:36

Aç Yüreğini

Ömür geçmekte gün ışığı gibi
Karanlık gelmekte düşe, anda
Aç yüreğinin kapısını vuranda
Ömür geçmekte gün ışığı gibi

Kar yamaya başlayanda saçlara
Karanlık düştüğünde bakışlara
Beyaz zambaklar nakış olanda
Aç yüreğinin kapısını vuranda

Özlem dolar sevgi gecede düşlerine
Yıldızlar sergen olanda gökyüzüne
Seni ararken biri sevgili yüreğinde
Aç yüreğini, seven kapına gelende

Zaman çok değil dinlenecek kadar,
Yıldızlar beklemiyor sabaha kadar.
Kapında bekleyeni sevdan mı yakar
Aç yüreğini, zaman durmadan akar,


Buluşsun güzelliği, kır çiçeklerinde
Seni yaşarken yakınında bir yerde
Sevgiyi beslerken sen diye yüreğinde
Aç yüreğini, buluşsun iki sevende
 
İsmail Türkmen
 
 

Qayd etilgan


Smartella  28 Iyul 2009, 22:34:20

Kendine iyi bak

Yan yana geçen geceler unutulup gider mi
Acilar birden biter mi ?
Bir bebek özleminde seni aramak var ya
Bu hep böyle böyle gider mi ?
Suya hasret çöllerde beyaz güller biter mi
Dikenleri göğü deler mi ?
Bir menekşe kokusunda seni aramak var ya
Bu hep böyle böyle gider mi ?

Kandine iyi bak beni düşünme
Su akar yatağini bulur..

Içimdeki firtina, kör kurşunla diner mi
Kavgalar kansiz biter mi ?
Bir mavzer çiğliğinda seni aramak var ya
Bu hep böyle böyle gider mi ?
Şu kahpe dünya seni bana düşman eder mi
Dostluklar birden biter mi ?
Bir kardaş selaminda seni aramak var ya
Bu hep böyle böyle gider mi ?

Kandine iyi bak beni düşünme
Su akar yatağini bulur..
çok özledim annem seni.

Qayd etilgan


ismailturkmen  30 Iyul 2009, 17:00:02

Çizilmemiş Resim Düşündüm
 

Hüzünlü güz akşamında yalnız düşlerdeyim
Geceye eşlik ederken yıldızlar sahildeyim
Ağır adımlarla hayali sahile gitmekteyim
Tuvalde olmayan resim düşünmekteyim

Bir resim düşündüm hiç çizilmemiş
Fırça kullanılmamış belki boyanırken
Bir resim düşündüm, siyah bukleler
İmbatta uçuşurken denize resmedilmiş

Gözlerdeki bakış denize maviliğini,
Güzel yürek gökyüzüne beyazlığını
Dudaklardaki gülüş güneşe sıcaklığını
Verdiği çizilmemiş resim düşündüm

Bir bakış düşündüm çizilmemiş resimde
Ufukları pembeye boyamış, geceye inat
Yıldızlar gözlerdeki mutlu parıltıdan yapılı
Bir resim düşündüm çizilmemiş şimdiye

Yaşanmış hüzünleri geceye saklayıp
Ufuklara umudu işleyen ay cemalde
Can dostluğun yaşandığı ruh güzeli
Çizilmemiş eşsiz bir resim düşündüm

Deniz arkada, yakamozlar denizde
Yıldızlar bakış olmuş ela gözlerde
Yürek sevda olmuş, yayla yeşilliğinde
Bir resim ama düşümdüm çizilmemiş

Bir güzel resimde, hayallerde yaşayan
Düşlenip hece hece dizelere şiirleşen
Can dost olup cana ruh veren bir dost
Düşündüm resmi çizilmeden güne çıkan

Sahilde bekleyen, kır çiçeklerinden güzel
Denizi gölgede bırakan can bakışlı can dost
Siyah, kızıl ya da papatya sarısı saçlarıyla
Can dostu çizilmemiş resimde düşündüm

 
 
İsmail TÜRKMEN   


Qayd etilgan