Türkçe deyimler yoki Turk tilidagi iboralar  ( 50282 marta o'qilgan) Chop etish

1 ... 6 7 8 9 10 11 B


Ansora  08 Fevral 2011, 19:41:41

Beyin yıkamak: Bir insanı, kendine özgü düşünce ve dünya görüşüne yabancılaştırmak, başka yönlerde düşünür ve davranır duruma getirmek."Batılılar ülke insanımızın beynini yıkamaya devam ediyorlar."

Beylik söz: Etkisi kalmamış, herkesin kullanageldiği söz."Bırak artık şu beylik sözleri, kimseyi etkileyemiyorsun."

Beyni bulanmak: 1. Sersemlemek, sağlıklı düşünemez olmak. 2. Kötü bir şey olacağını sezinleyip huzuru kaçmak."Adamların suratlarını hiç beğenmedim, beynim bulandı, haydi gidelim buradan."

Beyninden vurulmuşa dönmek: Umulmadık, beklenmedik bir olay karşısında şaşkınlığa düşmek, düşünce yeteneğini yitirir gibi olmak."Adamı karşısında görünce beyninden vurulmuşa döndü."

Qayd etilgan


Ansora  08 Fevral 2011, 19:42:20

Beynine girmek: 1. Akla uygun gelmek. 2. Bir kimseyi türlü yollara baş vurarak bir şey yapmaya inandırmak, kandırmak. 3. Ezberlemek, aklında tutmak."Ne kadar okursam okuyayım beynime girmiyor."

Bıçak kemiğe dayanmak: Çekilen sıkıntı artık katlanamayacak bir hâl almak."Bıçak kemiğe dayandı, artık bu yerde duramam."

Bıyığı terlemek: Bıyığı yeni yeni çıkmaya başlamak."Bıyığı terlemiş gençlerin eline bakamam gayri."

Bıyık altından gülmek: Birinin içine düştüğü duruma belli etmeden gülmek, sevindiğini belli etmeyerek onunla eğlenmek, içinden onunla alay etmek."Ayşe`nin kırdığı pot karşısında bıyık altından gülmeye başladı."

Qayd etilgan


Ansora  08 Fevral 2011, 19:43:06

Bildiğini okumak: Kim ne derse desin, istediği gibi davranmak."Bildiğini okumaya devam edersen, sonunda zarar görmen muhakkak olacak."

Bile bile lâdes: Bile bile aldınmış görünme, öyle gerektiği için kötü bir durumu kabullenme."Ağaçları kesmesine bile bile lâdes dedim."

Bin dereden su getirmek: Birini kandırmak için dil dökmek, birçok sebep ileri sürmek, aldatıcı sözler sarf etmek."O evi almamam için bin dereden su getirdiler."

Bindiği dalı kesmek: Kendisi için gerekli ve yararlı olan şeyi kendi eliyle yok etmek."Geçimini sağladığın o tarlayı sakın satma, yoksa bindiğin dalı kesmiş olursun."

Qayd etilgan


Ansora  08 Fevral 2011, 19:44:08

Bir atımlık barutu olmak (veya kalmak): 1. Bir konuda yapacağı çok az şeyi olmak. 2. Dayanacak pek az gücü kalmak."Bir atımlık barutu kalmış, hâlâ ben yaparım o işi diyor."

Bir ayağı çukurda olmak: Çok yaşlanmış olmak, yaşayacak çok az zamanı kalmış olmak."Dedemin bir ayağı çukurda, onu üzmeyin artık."

Bir ayak önce (evvel): Çok çabuk, bir an önce, ivedi olarak."Bu iş, bir ayak önce yapılacak bir iştir."

Bir baltaya sap olmak: Belirli bir sanat ya da iş sahibi olmak."Şu yaşa geldin ama bir baltaya sap olamadın gitti."

Qayd etilgan


Ansora  08 Fevral 2011, 19:44:46

Bir bardak suda fırtına koparmak: Çok basit, küçük, önemsiz bir şeyi büyütüp içinden zor çıkılır bir olay hâline getirmek."Bir bardak suda fırtına koparmayı bırak artık, mendilini yaktıysa evi de yakmadı ya!"

Birbirine düşmek: Aralarında anlaşmazlık çıkıp birbirlerine kötü bakmaya başlamak."Çocukların kavgası yüzünden birbirlerine düştüler."

Birbirine girmek: 1. Aralarında çıkan anlaşmazlık kavgaya dönüşmek, çarpışmak, saldırmak. 2. Bir kaza sonucu araçların birbirine çarpması."Su yüzünden sokak sakinleri birbirine girdi."

Bir çuval inciri berbat etmek: İyi olan, yolunda giden bir durumu yanlış davranışlarla bozmak, olumsuz bir gidişe sokmak."Eline çekici alır almaz çiviye vurdu, çivi tahtayı yarıp geçti, bir çuval inciri berbat ettiğini o zaman anladı."

Qayd etilgan


Ansora  08 Fevral 2011, 19:45:25

Bir dalda durmamak: Sık sık düşünce, iş ya da tutum değiştirmek."Bir dalda dursaydı başına bu iş gelmeyecekti."

Bir damla: 1. Çok az, pek az (sıvı şeyler için söylenir). 2. Çok küçük (çocuklar için söylenir)."Bir damla su kaldı, ne yapacağız su gelmezse."

Bir dediği iki olmamak: Her istediği hemen yapılmak, yerine getirilmek."O, bir dediği iki olsun istemiyordu."

Bir deri bir kemik kalmak: Çok zayıflamak, kilo kaybına uğramak."Zavallı çocuk, bu illete yakalanalı beri bir deri bir kemik kaldı."

Qayd etilgan