İstanbul'un gözbebeği, Üsküdar'ın simgesi-KIZ KULESİ...  ( 7202 marta o'qilgan) Chop etish

1 B


Ansora  22 Yanvar 2011, 19:24:13


KIZ KULESİ' NİN TARİHİ

Kız Kulesi'nin tarihi M.Ö. 341 yılına kadar uzanır. Bu tarihte Komutan Chares'in eşi için, mermer sütunlar üzerine bir  anıt mezar yapılır. M.Ö. 410'da ise Sarayburnu'nundan  kulenin bulunduğu yere bir zincir gerilerek, boğazın giriş ve çıkışları kontrol edilir.  M.S. 1100'lere ilk belirgin yapı (kule), İmparator Manuel Comnenos tarafından savunma kulesi olarak inşa ettirilir. Yapı, "œKüçük Kale" anlamına gelen Arcla adını alır. İstanbul'un fethinden sonra kule, savunma kalesi olmaktan çok bir gösteri platformu olarak kullanılır.  1509 depreminde zarar gören yapı, daha sonraki yıllarda yeniden inşa edilir ve ilave edilen fenerle de gemilere yol gösterme işlevi yüklenir. 1719 yılında fenerde çıkan yangınla harap olan  Kız Kulesi, 1725 yılında şehrin Başmimarı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından onarılır. Kule kısmı biraz değiştirilerek üst tarafa camlı bir köşk ve onun üzerine de kurşunla kaplı bir kubbe oturtturulur ve bina kagir olarak yeniden  yapılır. 1830 yılındaki kolera salgınında ise karantina hastanesine dönüşür. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş döneminde toplarla donatılarak tekrar savunma kalesi olur. Ünlü hattat Rakim'in yazısı ile kapısının üzerindeki mermere Sultan 2. Mahmut'un tuğrasını taşıyan kitabe yerleştirilir. 1857'de tekrar ilave edilen fener,  19207de otomatik sisteme kavuşur. 1959 yılında radar istasyonu olarak kullanılan Kız Kulesi 1982 yılında  Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne devredilir. 5 kat ve bir  asma kattan oluşan Kız Kulesi, günümüzde restoran ve kafeterya olarak İstanbullulara hizmet vermektedir.


Qayd etilgan


Ansora  22 Yanvar 2011, 19:28:32

Kız Kulesi Efsaneleri

Zarif  silüetiyle İstanbul’un en önemli simgelerinden biri olan Kız Kulesi, efsaneleriyle de ünlüdür. Kız Kulesi’ne ilişkin rivayetlerin en eskilerinden biri, İstanbul’un, ya da o zamanki adıyla Byzantium’un Atina’nın hükümranlığı altında olduğu döneme dayanmaktadır. Bu rivayete göre, Makedonya Kralı Filip’in İstanbul’a saldırma ihtimaline karşı, Atina krallığı, İstanbul’u korumak üzere Amiral Hares komutasında 40  gemi gönderir.  Hares’in çok sevdiği eşi Damalys öldüğünde, amiral, eşini buradaki kayalıkların içine oydurduğu bir mezara defneder. Bizans dönemiyle ilgili efsane de, eski Yunan hikayesindeki gibi "œacı son"la biter. Falcılar, Bizans imparatoruna, "œSevgili kızını, yılan sokacak ve ölecek" derler. İmparator  bunun üzerine denizin ortasındaki kayalıklara bir ev yaptırarak kızını buraya yerleştirir. Ancak genç bir subay, kıza aşık olur. Delikanlının  prensese gönderdiği çiçek sepetine gizlenen bir yılan genç kızı sokarak öldürür. Bir başka efsaneye göre ise, Leandra adlı bir genç,  her gece, sevgilisiyle buluşmak için yüzerek Boğaz’ı geçmektedir. Sevgilisi de Leandra’ya yol göstermek için, Kız Kulesi’nin bulunduğu kayalıkların üstünde ateş yakmaktadır. Fırtınalı bir gecede genç kızın yaktığı ateş söner ve kayalıkları bulamayan Leanarda, yolunu kaybederek karanlık sularda boğulur. Leandra’nın ölümüne dayanamayan sevgilisi de kendini öldürür.


Qayd etilgan


erhan  31 Iyul 2012, 05:22:02

çok güzel

Qayd etilgan