Ömer Seyfettin hikayeleri  ( 39985 marta o'qilgan) Chop etish

1 2 3 4 5 6 7 B


Ansora  04 Dekabr 2010, 14:10:23

— Ülen gece niçin gelmiyon? Sana helva yapıp saklayon!
Sualini soruyor, Eleni:
— Yakalanazağiz vire! Sonra hanım bizi kovazak diye çırpınıyordu.
Aralarında çıtır pıtır bir hasbihal başladı. Hatice Hanım, gözünü açmıyor, yüreği çarparak merakla dinliyordu. Gülter:
— Ah o terlikler! dedi, her işimizi bozdu. Hanımın geldiği hiç duyulmuyor. Ne yapsak yakalanıyoruz. Eskiden ne iyiydi. Yüksek ökçelerin takırtısından evin en üst katında kımıldadığını duyardık.
Hasbihal uzadıkça, kendi göremediği başka rezaletlerin mufassal hikâyelerini işitiyordu. Dayanamadı. Gözlerini açtı:
— Sizi alçak, hırsız, namussuzlar! Defolun şimdi evimden!
Diye haykırdı. Bu dokuz senelik sadık hizmetçilerini hemen kapı dışarı etti.

Aşçı, işçi, artık eve ne kadar adam aldıysa, hepsi arsız, hırsız, yüzsüz, namussuz çıkıyordu. Tam iki sene bir adamakıllısına rastgelmedi. Malı mülkü varken, hiçbir sıkıntısı yokken, bu hizmetçi üzüntüsünden zayıflıyor, sararıp soluyordu. Baktı olmayacak! Yine yüksek ökçeli iskarpinlerini giydi. Hizmetçilerinin hırsızlıklarını, uğursuzluklarını, namussuzluklarını göremez oldu.
Benzine kan geldi. Vâkıâ yine, başı dönmeye başladı. Fakat sesi işitilmeyen ökçesiz terlik giydireceğini düşünerek doktora kendini göstermiyor:
— Hiç olmazsa şimdi yüreğim rahat ya, diyordu.


Qayd etilgan