ANLAYARAK HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ  ( 35542 marta o'qilgan) Chop etish

1 2 3 4 5 6 B


Ansora  03 Dekabr 2010, 15:43:30

Aktif okuma öğrenilmelidir.


Okuyucunun ruhi, bedeni durumu sağlıklı olmalıdır.

8- Hafızayı tam kullanma yöntemleri tam öğrenilmelidir.

9- Dikkat yoğunlaştırma yöntemleri öğrenilmelidir.

10-Kültür düzeyi ve kelime hazinemiz artırılmalıdır. Böylece ana dilimizi doğru kullanma sağlanmalıdır.

11- Okurken geriye dönüşler engellenmelidir.

Bütün bunlar yapılabilirse organlarımızı tam ve verimli olarak kullanabiliriz. Bunları yapamazsak okulda ya da hayat sınavında bizimle yarışan insanlara yenilmeye mahkum oluruz.

Qayd etilgan


Ansora  03 Dekabr 2010, 15:43:43

UYGULAYICIYA NOT

Konu öğretmen tarafından anlatıldıktan sonra öğrenci ilgili parçayı okur ve testi yaptıktan sonra sonucu değerlendirir.
Her gün en az üç yeni kelime öğrenme.
Kollar düz olarak ileriye doğru uzatılır baş parmaklara bakılır. Baş parmaklar ters yönde açılarak gözün görme alanı genişletilmeye çalışılır.


Qayd etilgan


Ansora  03 Dekabr 2010, 15:45:13

DİKKAT DAĞINIKLIĞI

Çoğu zaman kendimizi okuduğumuz metne tam olarak veremeyiz. Bu durumda ya saatlerce kitabın başında hiç bir şey anlamadan vakit geçiririz. Ya da çabuk sıkılarak hemen okumayı bırakırız.

Bu durumun iki temel sebebi vardır:

a) Kişinin kendinden kaynaklanan sebepler: Psikolojik veya fizyolojik rahatsızlıklarımız, yorgunluk, ilgi eksikliği, günlük problemler vb. bu durumlar devam ederken okumaya çalışmamız nafiledir. Çünkü okusak bile anlama zayıftır.

b) Kişinin çevresinden kaynaklanan sebepler: Kitap okuduğumuz ortamın okumaya elverişli olmaması veya çevremizdeki insanların bize destek yerine köstek olmaları veya çevremizdeki menfi şartların bizi rahatsız etmesiyle okumanın veriminin düşmesi kaçınılmazdır.

Bu iki durumda genellikle şu şikayetler görülür.

1. Dikkatimi yaptığım işe veremiyorum.

2. İşlerimi yetiştiremiyorum.

3. Okuduklarımı ya da dinlediklerimi tam anlayamıyorum.

4. Her şeyi unutuyorum.

5. Bir türlü istediğim başarıyı elde edemiyorum.

Bu durumda yapılması lazım olan şey problemin kaynağını veya kaynakların çok iyi tespit edip onların ortadan kaldırılmalıdır. Dikkat dağınıklığının ortadan kaldırılmasının yollarını iki ana başlık altında toplayabiliriz.


Qayd etilgan


Ansora  03 Dekabr 2010, 15:45:28

A) DİKKAT DAĞINIKLIĞI BİZDEN KAYNAKLANIYORSA


Dikkat dağınıklığının ortadan kaldırılmasının ilk şartı teşhisi çok iyi yapabilmektir. Çünkü insanlar genellikle hatalarını görmeme ve kabul etmeme eğilimindedir. Bu durumda yapılması gerekenler şunlardır.

1. Hasta isek rahatsızlığımızı ihmal etmemeli mutlaka tedbirini almalıyız. Oysa insanlar genel olan hastalığı son raddeye getirmeden doktora gitmez. Çoğu zaman da acile kaldırılırsa problemin büyüklüğünü anlamış olur.


Psikolojik bir rahatsızlığımız varsa bunu görmezlikten gelmemiz doğru olmaz. Bu problemi kendimiz halledebiliyorsak ne ala halledemiyorsak mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.

Psikolojik rahatsızlıkların sebeplerinden bir kaçını şu şekilde açıklayabiliriz.


Yapmak isteyipde yapamadığımız bir olay

Tercih yapmak zorunda kaldığımız durumlar

Yapmak istediğimiz olaydan birini seçmek zorunda kalmamız.

Çok istediğimiz fakat yaptığımızda kötü sonuçlarına katlanmak istemediğimiz bir çok olay .

Kalıtım veya çevreden kaynaklanan sebepler.

Qayd etilgan


Ansora  03 Dekabr 2010, 15:45:43

Bu durumda olan insanlar ne yapacağını bilmezler. Anlamsız korkuları vardır. Heyecan belirtileri görülür. Aşırı güven duygusu içindeymiş görüntüsü vermeye çalışırlar, çok çabuk sinirlenebilirler, sürekli gergindirler, durgundurlar, hızlı konuşurlar, aşırı el kol hareketleri yaparlar, alıngandırlar, zamanları hiç yoktur, normal olaylara aşırı tepki verirler.

Bu durumda yapılması gereken en uygun davranış kişilik ve içinde bulunulan ortam çok iyi tanınmaya çalışılarak belli zamanlarda kas dinlendirme ve nefes egzersizleri kullanılmasıdır. Bu çözümler yetmiyorsa uzman bir kişiden yardım alınmalıdır.

3. Yorgunluk fazla ise dinlenmeyi ihmal etmemelidir. Ne yazık ki insanların çok büyük bir bölümü dinlenmenin önemini anlayamamaktadır. Aslında en büyük tembellik verimsiz çalışmadır. Çünkü kendi kendimizi kandırmış oluruz. Oysa belki kısa bir süre dinlenmek verimi çok daha fazla artıracaktır.

4. İlgisiz ve isteksiz yapılan hiçbir işten fayda gelmez. Bir işi mutlaka yapmak zorundaysak onu sevmeye çalışmalıyız. Çünkü insan sevmediği bir şeyi öğrense bile kendiliğinden o bilgiyi unutacaktır. Yarışma ödül ve ceza gibi faktörler uygulayarak yaptığımız işi zevkli hale getirebiliriz.

5. Günlük problemleri halledemiyorsak pozitif düşünmeyi öğrenmelidir. Daha önce anlatıldığı gibi çiftçi eğer sabanına takılan taşı illa kaldıracağım diye uğraşırsa hem zaman kaybeder hem de sabanı kırabilir. Bizde hayatta ufak tefek problemleri görmemeliyiz. Yani problemi çözemiyorsak onu fazla büyütmemeli hayatı normal akışına bırakarak huzurlu bir şekilde yaşamaya çalışmalıyız.

Qayd etilgan


Ansora  03 Dekabr 2010, 15:47:22

B) DİKKAT DAĞINIKLIĞI ÇEVREDEN KAYNAKLANIYORSA

Ne yazık ki insanoğlu her şeyi gönlünce yapamaz. En mükemmel şekilde yaşadığına inandığımız insanların bile bir çok eksiği vardır. Bu durumda elimizden geldiği kadar çevremizden gelen problemleri çözdükten sonra çözemediklerimize beraber yaşamaya alışmalıyız.

Bu durumda yapılacakları şöyle sıralayabiliriz:


1. Çevremizdekileri kırmadan hayır demeyi becerebilmeliyiz.

2. Hoşumuza gitmeyen davranışları desteklemeyerek ortadan kaldırmaya çalışmalıyız.

Olumlu davranışları pekiştirerek devamını sağlamalıyız.

Çevremizde okumamızın verimini engelliyecek faktörler ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır.

Çevremizi olumlu yönde değiştirmeye çalışmalıyız. Pasif kalmamalıyız.

Kişi problemleri görmezden gelerek bu problemini aşamaz. Sürekli gelişmeye açık olmalıdır. Eksikliklerini tespit ederek gerekirse uzman bir insandan da yardım alarak meselelerini ortadan kaldırmaya çalışmalıdır.



Qayd etilgan


Ansora  03 Dekabr 2010, 15:47:37

UYGULAYICIYA NOT

1.Konu öğretmen tarafından anlatıldıktan sonra ilgili yazı okunarak testi çözülür ve sonuç değerlendirilir.

2.Dikkat testi uygulanır.

3.Bir yazı seçilerek aynı kelimeden kaç tane olduğu bulunur.

4. Nefes ve kas dinlendirme egzersizleri yapılır.


Qayd etilgan


Ansora  03 Dekabr 2010, 15:48:26

HAFIZA EĞİTİMİ

Bilgiyi üreten ve ihraç eden bir bilim toplumu olabilmek için eleştiren, üreten, kendini tanıyan ve geliştirebilen insanlara ihtiyacımız var. Dünyanın en zengin 100 insanı bilgi satıyor. Çiftçinin ektiği onlarca dönüm tarladan elde ettiği geliri bir avuç tohum satarak elde eden ülkeler var. Günümüzde bilgi her şeyi yönlendiriyor. Günümüzde beyin gücü en önemli sermayedir.

Bir konun öğrenilmesi şu basamaklardan geçerek olur. İçten ya da dıştan gönderilen uyarıcılar ilgili duyu organı aracılığı ile beyne gönderilir. Bu mesajlar sinir sisteminde kimyevi değişikliklere uğrar ve kaydedilir. Bu depolanan mesajlar kasların hareketini kontrol eder. Bu durumun daha iyi anlaşılabilmesi için hafıza ve hafızanın özelikleri bilinmelidir.

Öğrendiklerimizin zihinde saklanabilmesi yeteneğine hafıza(bellek) denir.

Hafıza: Pasif bir depo veya kütüphane değildir. Gelen bilgileri varolan şemalara uydurarak kaydeden, kimi zamanda gelen uyarılara göre şemalarını değiştiren kendine özgü süreçleri olan bir sistemler bütünüdür.

Hafıza hem bilgiyi kaydeder, hem de bu bilgi lazım olduğunda bulup getirir. Farklı yapısal birimlere sahip, ancak birbirine bağlı parçalardan oluşan ve birbirinden farklı süreçlerde çalışan bir sistemdir.

Qayd etilgan


Ansora  03 Dekabr 2010, 15:49:12

Hafıza üçe ayrılır.

a) Duyusal Kayıt: Kısa süreli fakat çok geniş kapasitesi vardır. Yarım saniyeden daha az bilginin kaldığı sınırsız kapasiteye sahip alandır. Algıda seçicilik olmazsa bu bilgiler kısa süreli hafızaya girmeden kayıp olur.

Örnek: Yeni tanıştığımız bir insanın isminin unutulması gibi.

b) Kısa Süreli Hafıza : Kapasitesi sınırlıdır. Zihin seviyesine göre kapasitesi değişir. Yetişkinlerde 5 ila 9 birim arasındadır. Tekrar edilmezse veya uzun süreli hafızaya kaydedilmezse bu bilgiler 20 saniye içinde unutulur. Kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya bir bilginin kaydedilmesi 10 saniye alır. 1 dakikada ortalama 150 kelime hızla konuşulur. Yine ortalama her beş kelimede bir fikir üretilir. Yani 1 dakikada ortalama 30 fikir üretilir. Fakat kişi bu fikirlerin sadece altısın uzun süreli hafızaya kaydetme kapasitesine sahiptir. Kısa süreli hafızanın işlem hacminin sınırlı olması nedeniyle kişi hızlı bir biçimde ard arda gelen fikirleri anlamlandırıp uzun süreli hafızasına göndermeden unutmaktadır.

Kısa süreli hafızanın işlem hızı ve kapasitesini göz önünde bulundurarak yavaş, daha çok tekrarla, ve özetlere yer vererek öğrenmelidir. Çok konu öğrenmeye çalışıp az hatırlamak yerine önemli yerlerin üzerinde yeterince durarak konu tam öğrenilmeden geçilmemelidir. öğrenilen konular yeterli ölçüde tekrar edilerek adeta usta bir şoförün araba kullanması gibi meleke kespetmelidir.

Qayd etilgan


Ansora  03 Dekabr 2010, 15:49:36

c) Uzun Süreli Hafıza: Sınırsız kapasitesi vardır. Milyonlarca girişi vardır. Bütün bilgiler kendi aralarında bağ kurabilirler yani pasif bir kütüphane yada depo değildir canlı bir organizmadır. Hayatımız boyunca kullanacağımız bilgilerin kullanıldığı hafızadır. Burada saklanan bilgile hem kolay kolay unutulmaz, hem de çok fazladır. İki temel bölümden meydana gelir.

1. Kategoriler: Bilgilerin içinden geçerek anlamlı hale geldiği içi boş kalıplardır. Zaman,mekan, nitelik, nicelik gibi genel kavramlardır.

2. Şema: bilginin içinde depolandığı bölümlerdir. Birbirine bağlı fikirler, ilişkiler, işlemler, bunun içindedir. Bilginin yerleştirme haritasıdır. Bu haritalar en kolay şekilde ulaşmamızı sağlar. Kavramanın anahtarı bu şemalardır.

Yani yeni öğrenmenin biyolojik temeli şu şekildedir. Nöronlar arasında ki bağlantılarda ya sinapslar güçlenmekte ya da komşu nöronlarla yeni bağlar, yeni kollar oluşmaktadır.

Öğrenilen bilgilerin unutulmaması ve ihtiyaç duyulduğunda hatırlanıp kullanılabilmesi için hafızanın eğitilmesi lazımdır. Bu da üç safhada gerçekleşir.

Qayd etilgan