BU ARAŞTIRMA YAZISINI MUTLAKA OKUYUN...
Yakın bir zamana kadar, DNA, içine girilmez bir alandı ama bugün çok net biliyoruz ki genetik sarmallar rahat açılabiliyor ve istenildiği gibi kromozom dizilişine eklemeler, çıkarmalar yapılabiliyor.
Genetik yapısıyla oynanmış gıdalar, doğrudan genetik yapıyla ilintilenen aşılar, tıpkı bilgisayarımıza şu veya bu şekilde giren virüs programları gibi, kendini sistemle entegre eden programlarla pekala insan genini değiştirebiliyor, yapısını bozabiliyor ve hatta yavaş yavaş ölümüne yol açabiliyor
Dolayısıyla, bugün pratikte yapılmasa da kanatlı atların, insan formunda hayvanların, domuzlaştırılmış varlıkların, yarı maymun yarı insan yaratıkların ortaya çıkması an meselesidir. Çünkü bunun mümkün olabileceği artık biliniyor. Yapılmıyorsa sebebi; İsrail’deki din adamlarının gücü, Hıristiyan ruhanilerinin ahlâki istinat duvarlarıdır.
Yakında, insan beden malzemelerinin üretildiği laboratuarlardan söz edilirse şaşmayın. Bunların dini ve hukuki boyutları yıllardır tartışılıyor. Hızla o yöne doğru gidiyoruz Bunun için şeytan da elinden gelini yapıyor. Dünyadaki sürgün hayatı bir an önce bitsin diye, saklı ve gizli telkinlerle insanlığı yıkıma sürüklüyor. Siyasi tabirle insanları kışkırtarak, "œTanrıyı kıyamete zorluyor"
İşte domuzlaştırma operasyonu da bu çalışmalardaki son merhaledir. Bu kadar açıklamanın hülasasına gelince;
Biliyorsunuz son olarak Domuz Gribi diye bir hastalık gündemde. Ve tabii aşısına da Dünyada haysiyet sahibi bilim adamlarından ciddi tepkiler var. ‘Bu aşı, bir hastalığı yok etmek için üretilmedi, aksine insanlığa yeni bir hastalık taşımak için üretildi.’ diyorlar.
Hayır, sizi temin ederim bu aşı sadece hastalık getirmiyor, transgenetik ‘terminatör genler’ de içeriyor. İnsan tabiatını yavaş yavaş meshedecek ve onu başka bir varlığa dönüştürecek genler
Beni şaşırtan ve kahreden ise, Türkiye’nin, Sağlık bakanımızın eliyle bu belaya sürüklenmesidir. Bu belayı insanlığın başına biz sarmışız gibi, aşı uygulamasında pilot bölge yapıldık. Efendim bilmem kaç milyon insan risk altındaymış da aşı yapılmazsa bilmem kaç bin insan ölecekmiş de İnsaf be, insaf. Allahtan korkun. Bu işlere hangi mantık ve vicdan ile bakıyorsunuz?
Yani bakanın dürüstlüğüne inanmasam diyeceğim ki; birilerinin zenginleştirilmesi için Türk milleti kobay yapılıyor!!! Pekala herhangi bir grip gibi savuşturulacak bir hastalığı, bu kadar büyük bir panikle lanse etmesi hakikaten akıllarda soru yaratıyor
Bu nasıl bir panik böyle? Yoksa birileri bu ülkeye girip virüsü serpti de bizim haberimiz mi yok?
Ben açık söylüyorum, bu kadar açık ikaz ve uyarılara rağmen aşı dayatılacak olursa bu millete ihanet edilmiş olur! Florası, genetiği temiz, hala insan varlıkların yaşadığı Anadolu’ya işgalden beter bir darbe indirir. Düşünün bu toprakları, tohumları, damızlıkları. Tahıl öldü, çeltik öldü, meyve öldü hayvan öldü. Arı öldü bal öldü. Karpuz öldü kavun öldü buğday öldü
Bir zamanlar da nüfus planlaması adı altında bu milleti kısırlaştıracak aşılar yaptılar. Ve bugün biliyoruz ki, Türkiye’de kısırlık son on yılda yüzde 27 oranında artmış durumda...
Ben bu konuda yazacak belki de son insanım. Lütfen hamiyet sahipleri ortaya çıksınlar ve şu meseleyi millete izah etsinler. Özellikle aşılarla, genlerin nasıl tahrip edilebileceği konusunda insanları aydınlatsınlar. Çoğu Siyonist baronlara ait olan ilaç fabrikalarını zengin edeceğiz diye, milletin kanıyla geniyle oynatmayalım!