GÜLCE YENi EDEBİYAT AKIMI-TÜRKİYE  ( 43142 marta o'qilgan) Chop etish

1 2 3 4 5 6 B


vuslati  14 May 2010, 13:04:45

HAYALİN TUTSAK (Gülce-Buluşma)

Sen istediğin kadar git, hayalin ki esir bende
Saçlarından hayalini, tutup sürüyüversen de
Dilberim ben seni bilmem deyip dikiliversen de
Gönlümde açan kardelen çiçeğimi sündürsen de
/
Bir yaralı haykırış
Belki nafile bir çırpınış,
Feryat eder gel gülüm, gel kardelenim,
Sensiz bana baharlar bile kış.
Hem de ne kış,
Yüreğime çöreklenen karakış
Ördüm seni sabahlara kadar ilmek, ilmek;
İşledim servi boylum beynimin her köşesine
Hücrelerimin her bir zerresine nakış, nakış;
Düşen bir damla gözyaşım düşer peşine
/
Hangi sözcük, hangi cümle, hangi paragraftır güzel
Hangi dil güzel anlatır, hisler bende sana özel
Neden hep cilve naz olur, kadın denen kaşı pergel
Sana hasretim can özüm, gel biriciğim beri gel

Sırra kadim bir odaktır, çeker yar beni caziben
Düşlerimiz vardır her dem, koşuştuğumuz peşinden
Sırça köşkte kıpırtıdır, seven kalpten hissedilen
Haber etmesen de sana, hayaline tutsağım ben
/
Güller içinde sen bir gülistan
Servi boyun hep dillere destan
Giydiğin mavi buluz, renk cümbüşü bir fistan
Güller içinde bambaşka bir gülistan
Gel can evime, gönlüme ol sultan

Gönül güzel yüzüne vurgun
Tatlı diline tutkun
Sanmayasın diye beni kuzgun
Çiçeğim sana sevdam için, olmuşum suskun
Her yeni günde beklediğim umutsun

Güller içinde sen bir gülistan
Her sabah yeni bir güne gebeyken tan
Bir gün daha eksilir gülüm, ömür denen olgudan
Her şafak bir hırsız gibi,
Elinde bir fenerle gelirken
Bir gün daha gider gülüm, yaşanası sevdadan.
/
Zor sevdam, kardelenim; çıkmaz olsan da kardan
Göstermesen de bana, bir önce ki bahardan
Seni beklerken gönlüm, üşüse ayazlardan
Yine seni bekler yar, umutlar umutlardan

Feyzullah Kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey


Qayd etilgan


vuslati  14 May 2010, 13:05:04

TOPRAK EV (Gülce)

Yerimiz dardı
Ne düşlerimiz vardı
Coşkun akardı
Hayallere sarardı

Dünyada ne var
Bir gün gelecektir dar
Kara toprak yar
Göz açıp kapa kadar

Sonra bize yar
Toprak eve koyarlar
Lapa lapa kar
Bildim üstüme yağar

Ağlarım zar zar
İki karış yerim dar
Daha yolum var
Kara toprak beni sar

Eser bir rüzgâr
Belki bir şimşek çakar
Ya deprem sarsar
Gidilecek yurdum var

Giden de ağlar,
Ta ki gidene kadar
Kalan da ağlar
Unutuncaya kadar

Ben vuslata yar
Acep orda ne yapar,
Net bir cevap var
Ekenler biçer çavdar

Cennet mekân var
Alttan ırmaklar akar
Irmak değil kar
Rabbim olsun kul’a yar

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey


Qayd etilgan


vuslati  14 May 2010, 13:05:25

AŞKA GİTME ZAMANI (Gülce-Serbest Zincir)

Gözlerimi kapatıp sensizliği yazıyorum bak ezberden
Ezberden söylüyor bak gülüm, ismini anmaya aşinadır lisan
Lisan der ki; sen güzellik tahtında kraliçelerin de kraliçesi
Kraliçesi gönlümün gözümde hüzün perdesi, bense bekçisi yolunun

Yolunun üstünde papatya kırılganlığıyla bakıyorum bahara
Bahara, gelmeyen bahara küskünlüğüm, sana değil bu ara
Bu ara içimdeki dertlerle, yaş dolu gözlerime ihtişamın düşer
Düşer gönlüme, ufuktan doğan bir güneş gibi narin gülüşün

Gülüşün öyle güzel ki, hasretine ağlayacak olsa da gözlerim
Gözlerim seni arar, çamura gömülse de dizlerim sana gelirken
Gelirken bakıp iç çekiyorum, iç ceplerimde sakladığım resmine
Resmine bile tesir etmiş yalvaran bakışım, resmin bana gülüyor

Gülüyor resminde gözlerin, ben resmine mutat nöbetini tutarken
Tutarken görsen seni tutar gibi tuttuğumu, kıskanırsın onu sen bile
Sen bile gözlerine inanamazdın, hayaline verdiğim değeri görünce
Görünce seni, ey odamı ve gönlümü hayaliyle aydınlatan ay ışığım

Ay ışığım! Bir avuç huzurla ve vuslatla mutlu olacaktır yarınlarımız
Yarınlarımız için çıktım yola, karıncanın aczi yet ve zayıflığı içinde
İçinde senin olmadığın içimden geçip, Mecnun’un Leyla’dan misali
Misali Yunus Emre gibi, şimdi benden geçip ilahi aşka gitme zamanı

Zamanı ve mekânı bilmeden, aşk denen üç harflik mefhumu tatmadan
Tatmadan hasret ve özlemini, çilesi olmayan aşkın meyvesi tatlı diyen
Diyen kimdir? Âşıkların sabaha kadar divana durması bir hiç uğruna
Uğruna yürürken yolunda, gör özlemle vuslat bayramına ağlayan gözlerimi

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey


Qayd etilgan


vuslati  14 May 2010, 13:05:43

DÜALEMİN GÜLÜSÜN (Gülce-Çaprazlama)

Derinden benim kadar, hangi ruh duydu seni,
Gönülden yanar böyle, Gül’e yanar gözlerim
Kör kalbim fırlayacak, olur sanki yerinden
Özlerim yaşadığın, o kutsal mekanları
 
Alemlere rahmetsin, İns ve cin’e öndersin
Yüce yaratanımın, vahyini sen öğrettin
Versin Allah herkese, hidayet nasip etsin
Mühürlü kalpler bilmez, kulluğu yüce güce

Çok hayal ettim bana, ey ümmetim demeni
Gül yüzlüm dinleyince, tebessüm eder yüzün
Yemeni bilmedik hiç, yemek doyasıya tok
Hüzün yaşadın sende, yine ettin tebessüm

Ümmetin sevip bastın, gül sinenin bağrına
Ayık olamadık biz, gül yüzlü sevgilimiz
Çağrına kulak verdi, dağlar ve taşlar bile
Müslüman’ız dedikte, kul olamadık layık 

Gül yüzünde gül açar, ey sultanlar sultanım
Benim tek önderimsin, nur üstüne nursun sen
Düalemin gülüsün, sana hasrettir bülbül
Ten muhtaç şefaate, gül sultan Muhammed’e

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Qayd etilgan


vuslati  14 May 2010, 13:07:38

GEL VUSLATA (Gülce-Tokmak)

Gönlündeki sığ göllerde bulmak huzuru
Hayatında yağmurun bir damlası olmak
Sende derman bulup savmak aşk-a muzuru
Gözlerinden bakaraktan gönlüne dolmak

Gözden akan sevinç yaşın olup ta akmak 
Derin sevdan için yola dört gözle bakmak
Vuslat bulup sinende bir kıvılcım çakmak
*
Dilerim hep bunu bahşetsin yaratan
Susuz dereler ki kavuşur göllere
Kavuşmasız yara aşk yürek kanatan
Biçare Mecnun’u düşürdü çöllere

Çıkmaz sokak bile kavuşur yollara
Buluşur bir yerde ayrılsa kollara
Gıptayla bakarım ben aşk-ı bollara
*
Gelincik olsaydım keşke dağlarda 
Koparıp burnuna belki koklardın
Asma kütüğünde üzüm bağlarda
Olsaydım dibimi gelip yoklardın

Sarı giyer güneş olursun gözde
Maviler içinde sen yakarsın közde
Bin bir manasın aşk söylenen sözde
*
Kalemim yazmaz çoktan kırılmış
Hayal gözlerin baksın gözüme
Sözcükler çıkmaz dilim sarılmış
Kulağın duymaz yazık sözüme

Gel hadi yasla başın omzuma
Dayanak olsun bu umuduma
Yoksa sevemem artık korkuma
*
Sen nadide bir gül çiçek
Bir gün sevda bulacak er geç
Naz eden gül olur ayçiçeği
Var sen seni üzmeyeni seç

Yakala en güzel yerinden
Mutluluğu aşkı derinden
Şansın olsun sevda erinden
*
Yar senin en güzel yerin
Yaşamlara mana katan
Derin bakan o gözlerin
Sevdim seni etme nadan

Kıskanırım gözden gören
sen sevmezsen hayat ören
Gel vuslata olsun tören
*
Hayalim senle olsun
Faydalı rüyalarım
Hayatım neşe dolsun
Seninle hülyalarım

Ellerin ellerimde
Sevdansa dillerimde
Sen coşan Nillerim de

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Qayd etilgan


vuslati  14 May 2010, 13:08:40

GÜN BUGÜNDÜR (Gülce-Çaprazlama)

Gün bugündür kardeş ha yok belki bir gün daha
Dost; İşini bırakma sakın ola yarına
Gitmiştir sil ömründen artık dönmez geri dün
Varına yoğuna bak gel gitme cıscıbıldak

Nerden çıktık yola yaren nereye varır son durak
Yolun neresindeyiz biz bilen tek, önümüz dehliz
Burak götürmez ki bizi dört omuz taşır aciz’i
Sanmam ki bu bir seyahat başlamadan hazır olun

Yok gitmeye başka yön yüzünü Allah’a dön
Dur de hemen nefsine düş Nebi’nin peşine
Aç yatarken kardeşin yatma tıka basa tok
İşine sarıl dört elle hile katma ekmeğine

Uyandıralım pas tutan gafil yanlarımızı tüm
Gülsün sen ki yeryüzünde mahlûkat’a halifesin
Düm deyince başlar suya ve rahmete olan hasret
Uy hakikat hilkatine cihanlarda yüzün gülsün

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Qayd etilgan


vuslati  14 May 2010, 13:09:01

HAYAT SALINCAKTA BEBEK (Gülce-Buluşma)

Sesler kuytu köşelere tüner çığlık sessiz, densiz
Bildim aslında arkadaş hiçbir gül yoktur dikensiz
Bazı sonlar var ki gelir, çalar kapıyı sirensiz
Şah damarımızdan yakın, rabbim koyma bizi sensiz
/
Ne bilginler geldi ve geçtiler
Neler buldular, neydi beklentiler
Mumlar gibi insanlığa ışık verdiler
Belki diplerini bile görmediler
Belki kendilerini de gördüler

Hangisi yarıp geçti karanlığı,
Bilmem ki hangisi gördü aydınlığı
Görmedi emin ol ki, ölmeden, hak ettiği saygınlığı
Hep kaybedince duyduk, gidene layık olduğu hayranlığı

Onlar ki birer güzel masal söyledi
Dinleyenler Allah razı olsun eyledi
Ahrete kendileri için birer umut peyledi
/
Hayat salıncakta bebek ha düşüyor ha düşecek
Kuşatan çember ha bire daralıyor dost bitecek
Çırpınmak kâr etmez kardeş, ölüm köprüsü gelecek
Daha yol var mı ki kulluk yolunda kat edilecek
/
Biz se mahpusuz bugün beden kafesinde
İyiye ve güzele yol almanın özleminde
Kayboluruz varlığın kaybedilmiş yanında
Kurtulmak için kaybetmekten
Nefes nefese soluruz,
Belki de hayatın son deminde
Yoksulluğun ve acıların kulu kölesi oluruz,
Her zeminde

Yüce rabbim bize bir beden verince
Sevmesini öğretti bize her şeyden önce
Yunus bile severdi yaratılanı, yaratan için kendince
Şu delik deşik yüreğimize sevgi özü girince
Mana incileri saklanır sevilene binlerce
 
Gelirim kendime ben, benden geçtikçe,
Alçalırım benlikçe,
Yüksek yerlere çıktıkça
Bâd-ı sabah yeli, hu hu deyip gönüllere estikçe
Ayılırım belki her günü bir bir devirdikçe
/
Nefsi emareye uyar gafildir benlik ayılmaz
İçinde bulunduğu hiç bir durumdan memnun olmaz
Kanaatsiz insan bolluk içindeyken varlık bulmaz
Şükretmeyi bilen insan doğru yolundan ayrılmaz

Nerde beyni temiz kalbi temiz uyanıksa insan
Nerde güzel düşünceler ardın sıra rafan koşan
Kendi nefsinin kulu ve kölesi Her yoldan şaşan
Nerde rabbimin kulu ben, nerdesin ey sen kahraman

Feyzullah Kırca
Akbaşlar köyü / Dursunbey

Qayd etilgan


vuslati  14 May 2010, 13:09:22

YOLUNA KURBAN (Gülce-Tokmak)

Birçok insan yürür şimdi o caddelerde
Mekke şehri gülümserdi sen dokunurken
Arar gafil zevk-ü sefa pis maddelerde
Fütursuzca rızkı taam yer doyunurken

Sen dünyaya gösterendin huzur-u yar’ı
Öğüt verdin nübüvvetle, ameli kâr’ı
Derdin, kulu kurtaracak budur tek var’ı

*
Beşeri aşklara bedel senin aşkın
On sekiz bin âlem sevdik Ahmet seni
Mekke’den de sevgin tüm dünyaya taşkın
Cehalet kokar arz, gün bekler gelmeni

Rahmandan beşere en güzel ödülsün
Güllerin gül şah-ı muhteşem bir gülsün
Sözün tatlı olan şakıyan bülbülsün

*
Görevini bin bir çileyle yaptın
Döşeğin bıraktın gökleri geçtin
Cennetten en güzel köşeyi kaptın
Beşeri geç dedin ismet’i seçtin

Sen ki gönlümün en güzel yerinde
Benim sana aşkım bil çok derinde
Huzur bulur insan gül gözlerinde

*
Doğruluk senin büyük hedefin
Adında emin Muhammed emin
İnci dişlerin ak pak sedefin
Peygamberimsin ben bundan emin

Miraca çıkan kulun kendisin
Dil ve gönlüme sen efendisin
Örnek ahlakla yaşam bendisin

*
Zindan olur kalp seni bilmez
Doğru eğri, beyaz kap kara
Zulmet çöplük, temizlik bilmez
Dünya düşer cehalet dara

Nurun gönül derdine derman
Bir ben değil âlemler hayran
Yazan kalem yoluna kurban

Gül kokuna evren hasret
Mümin olan sana uyar
Mutlu etmez beni servet
Dinlerim nur sözün duyar

Aciz kulum günah yüklü
Gülün kökü derin köklü
Derin sevgin sönmez köklü

*
Bakışların nurdan ay
Söyler bülbül; Muhammed
Gamzesi der, hilal say 
Gölgen ister, nur Ahmet

Şeytan ister benden gül
Vermem derim, olur zül
Kul olsun der yanıp kül

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Qayd etilgan


vuslati  14 May 2010, 13:09:51

BAŞKA DÜNYA YOK (Gülce-Serbest Zincir)


Gönüller çöl dünyalar adeta kara zindan
Zindan olmuş, kara geceler gibi yaşamlar
Yaşamlar, yaşanır nasıl yaşanırsa, söylenir ben
Ben derken kendini bilene, bulamaz gafil insan

Gafil İnsan, dünyadan başka dünya yok arama
Arama dostum bizden başka güzel düşünen yok
Yok, o var sandığın şey, tek çare ve yardım bizden
Bizden gelmezse yardım, aç ve açıkta kalır muhtaç insan

İnsan düşünse neler ister, hep besler umut
Umut arıyor dedikodu belasında lisan
Lisan söyler ne güzel sözler, ne kelamlar
Kelamlar güzel olup, güzelce geçse eyleme,

Eyleme arkadaş hiç olmazsa kötü söz söyleme
Söyleme sırrını kendinden başkasına gizliyse
Gizliyse duyurma kendine bile, ey yaren seslice
Seslice söyle güzel olanı, ibret alsın gönüller

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Qayd etilgan


vuslati  14 May 2010, 13:10:31

EV ALMA KOMŞU AL(Gülce-Sonem)

Yenisini yapmak zor, yıkmak dersen ne kolay
Yeni bir şey yapmaktan,  zor yıkıp etmek tamir
Kalp kırıldı mı bir kez, duymaz ol diyen amir
Kırmak bir söze bakar, onarmak dersen olay

Yapmak gelmiyor ise, yıkılmasın dilinden
Ev alma komşunu al, diyen atandır dinle
Hesap edip öğünsen, para dolu cebinle
Komşu komşuya muhtaç, kül ister kabilinden

Hidayet ve takvayla, gönül zenginliği iste
Dertlilere derman ol, çaresizlere çare
Senden bunu bekler kul, nice muhtaç biçare

Sevgi ve hoşgörüye, gönülde birliğe koş
Öfkeyle çıkar hiddet, olur şiddete yol
Sabrın ile çek engel, öfkeyi yutan sen ol

Feyzullah Kırca
Akbaşlar Köyü / Dursunbey

Qayd etilgan