Türk yazarlar  ( 16993 marta o'qilgan) Chop etish

1 2 3 B


Ansora  05 Yanvar 2011, 13:21:38

Bu konuda Türk yazarlar hakkında bilgi vermeye çalışacağım.


ABDÜLHAMİT ADNAN ADIVAR


1882'de Gelibolu’da doğdu. 1955'te İstanbul’da yaşamını yitirdi. 1905'te tıbbiye’yi bitirdi ve Avrupa’ya gitti. Berlin Tıp Fakültesi’nde iç hastalıkları asistanı oldu. 1908’den sonra İstanbul’a döndü Tıp Fakültesi’ne profesörlük mütareke yıllarında Osmanlı Meclis-i Mebusan’ında İstanbul mebusluğu yaptı. İstanbul’un işgali üzerine eşi Halide Edip Adıvar ile Anadolu’ya geçti. Birinci Büyük Millet Meclisi hükümetinin sağlık bakanı oldu. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın kurucuları arasında yer aldı. Partisinin kapatılmasından sonra 1926’da tekrar Avrupa’ya gitti. İzmir’de Mustafa Kemal Atatürk’e karşı düzenlenen suikast girişiminden sorumlu tutuldu. Bu suçlamadan beraat etmesine karşın 1939’a kadar İngiltere’de kaldı. Yurda döndükten sonra 1940’ta İslam Ansiklopedisi yazı kurulu başkanlığına getirildi. Son yıllarında günlük gazetelerde yazılar yazdı.

ESERLERİ

ARAŞTIRMA-İNCELEME:

Osmanlı Türklerinde İlim (1943)
Tarih Boyunca İlim ve Din (1944)

ELEŞTİRİ-MAKALE:
Bilgi Cumhuriyet Haberleri (1945)
Dur Düşün (1950)
Hakikat Peşinde Emeklemeler (1954)

ÇEVİRİ:
Bertrand Russel’den Felsefe Meseleleri (1935)


Qayd etilgan


Ansora  05 Yanvar 2011, 13:22:48

ADALET AĞAOĞLU


1929’da Ankara'nın Nallıhan ilçesinde doğdu. Ortaöğrenimini 1946'da Ankara Kız Lisesi’nde tamamladı. 1950'de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Açılan bir sınavla Ankara Radyosu’na girdi. 1051-1971 arasında TRT’de çeşitli görevlerde bulundu. TRT Radyo Dairesi Başkanlığı’ndan kurumun özerkliğine el konulması sonucu istifa etti. Yazmaya 1946'da Ulus gazetesinde yayınlanan tiyatro eleştirileriyle başladı. 1948-1950 arasında Kaynak dergisinde şiirleri yayınlandı. Sevim Uzgören'le birlikte yazdığı "Bir Oyun Yazalım" adlı oyun 1953'da Ankara Küçük Tiyatro'da sahnelendi. İlk romanının yayınladığı 1973'e kadar sadece tiyatro yazırlığıyla ilgilendi. 1973'ten sonra çalışmalarını öykü ve romanda yoğunlaştırdı. Eserlerinde toplumun çalkantılı dönemlerini ve bu dönemlerin bireyler üzerindeki etkilerini irdeledi. Konularının yanısıra eserlerinin biçimsel yetkinliğiyle özellikle ayrıntıları değerlendirişiyle geriye dönüşler iç monologlar gibi değişik tekniklerden yararlanmadaki başarısıyla dikkat çekti. İlk romanı "Ölmeye Yatmak" 1973'te basıldı. Doğa toplum zaman ilişkilerinin insanın iç dünyasındaki yansımalarını düşünce üretebilecek boyutlarda irdeledi. Değişimler karşısında edebiyatın yapısal durumu bakımından da arayışçı davrandı kendine özgü anlatım biçimleri geliştirdi. İstanbul’da yaşıyor.



ESERLERİ

Oyun:
Evcilik Oyunu (1964)
Çatıdaki Çatlak (1965)
Sınırlarda (1970)
Tombala (1967)
Üç Oyun: Bir Kahramanın Ölümü Çıkış Kozalar (1973)
Kendini Yazan Şarkı (1976)
Duvar Öyküsü (1992)
Çok Uzak-Fazla Yakın (1991)
Fikrimin İnce Gülü (1996)

Roman:
Ölmeye Yatmak (1973)
Fikrimin İnce Gülü (1976)
Bir Düğün Gecesi (1979)
Yazsonu (1980)
Üç Beş Kişi (1984)
Hayır (1987)
Ruh Üşümesi (1991)
Romantik Bir Viyana Yazı (1993)

Öykü :
Yüksek Gerilim (1974)
Sessizliğin İlk Sesi (1978)
Hadi Gidelim (1982)
Hayatı Savunma Biçimleri (1997)

Anı :
Göç Temizliği (1985)
Gece Hayatım (Rüya Anlatısı 1991)

Deneme :
Güner Sümer Toplu Eserleri (1983)
Adalet Ağaoğlu Seçmeler (1993)
Karşılaşmalar (1993)
Geçerken (1996)
Başka Karşılaşmalar (1996)

ÖDÜLLERİ

1974 Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü Üç Oyun’la
1975 Sait Faik Hikâye Armağanı Yüksek Gerilim’le
1979 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü Bir Düğün Gecesi ile
1980 Orhan Kemal Roman Armağanı Bir Düğün Gecesi ile
1980 Madaralı Roman Ödülü Çok Uzak-Fazla Yakın’la
1992 Türkiye İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülü (Tiyatro)
1997 Aydın Doğan Vakfı Roman Ödülü Romantik Bir Viyana Yazı ile
1995 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat (Edebiyat) Büyük Ödülü


Qayd etilgan


Ansora  05 Yanvar 2011, 13:24:58

AHMED VEFİK PAŞA


3 Ağustos 1823'te İstanbul'da doğdu. 3 Nisan 1891'de İstanbul'da yaşamını yitirdi. Paris maslahatgüzarı Ruheddin Efendi'nin oğlu. Mühendishane-i Berr-i Hümayun'da okudu. 1834'te Paris'e giderek bir süre Saint Louis Lisesi'nde öğrenim gördü. 1837'de Babıali Tercüme Odası'nda göreve başladı. 1840'ta Londra elçiliğine katip olarak atandı. 1847'de yurda döndü Tercüme Odası başmütercimi oldu. 1851'de yeni kurulan Encümen-i Daniş'e (Bilim akademesi) üye seçildi. Aynı Yıl Tahran Büyükelçiliği'ne atandı. 1854'te Meclis-i Vâla üyesi 1857'de Deavi Nazırı (Adalet Bakanı) 1860'ta Paris Elçisi 1861'de Evkaf Nazırı 1862'de Divan-ı Muhasebat (sayıştay) Reisi 1863'te Anadolu Sağ Kol Müfettişi görevlerinde bulundu. 1871'e kadar kendisine görev verilmedi. Bu yıllarda Voltaire Victor Hugo ve Lesage'den çeviriler yaptı okullar için ders kitapları hazırladı. 1871'den sonra Sadaret Müsteşarlığı Şuray-ı Devlet (danıştay) üyeliği gibi önemli görevlerde bulundu. 1877'de vezirlik verilerek ilk Meclis-i Mebusan'ın Başkanlığı'na getirildi. Edirne Valiliği Maarif Nazırlığı yaptı. 1878'de Sadrazam oldu. 3 Mart 1878'de Ayestefanos (Yeşilköy) Anlaşmasını imzaladı. İki buçuk ay sonra görevinden alındı. 1879'da Bursa Valiliği'ne atandı. Bursa'da ilk vilayet tiyatrosunu kurdu. Kentin imarı için çalıştı. 1882'de üç günlük ikinci Başkan Vekilliği görevinden uzaklaştırıldı. Yaş*****n kalan bölümünde Rumelihisarı'ndaki yalısında araştırma inceleme ceviri ve derleme çalışmalarıyla ilgilendi. Osmanlı kültürüne yaptığı çok yönlü katkılarıyla tanınır. Özellikle Türk tiyatrosunun gelişmesinde önemli rol oynadı. Fransız tiyatrosundan çok sayıda çeviri yaptı. Dramaturji ve sahneleme teknikleriyle ilgilendi. Moliere'den uyarladığı "Zor Nikah" ve "Zoraki Tabip" Türk tiyatrosunun ilk oyunları oldu. 1887'de yazdığı "Arslan Avcıları yahud Hak Yerini Bulur" adlı bir oyunu var. Türkçe'nin gelişmesiyle ilgili önemli çalışmalar da yaptı. 1852'de "Müntehebat-ı Durub-ı Emsal" adlı atasözleri derlemesi ve 1876'da "Lehce-i Osmani" sözlüğünü yayınladı. Ulusal temele dayalı tarih anlayışını benimsedi bu tarihin Osmanlı tarihinden ayrı olması gerektiğini savundu. Bu anlayışı 1869'da yayınlanan "Fezleke-i Tarih-i Osmani" adlı eserinde dile getirdi.

Qayd etilgan


Ansora  05 Yanvar 2011, 13:32:10

AHMET ALTAN


1950'de İstanbul'da doğdu. Yazar Çetin Altan'ın oğlu. Orta ve lise öğrenimini çeşitli okullarda tamamladı. Bir süre Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne devam etti. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Yirmi dört yaşında gazeteciliğe başladı. Gece muhabirliğinden genel yayın müdürlüğüne kadar gazeteciliğin hemen hemen bütün kademelerinde çalıştı. 1987'de köşe yazarı oldu. 1990’da genel yayın müdürüyken gazeteciliğe ara verdi. Çeşitli televizyon programları hazırladı. İlk romanı Dört Mevsim Sonbahar 1982'de yayınlandı. 1985'te yayınlanan ikinci kitabı Sudaki İz toplatıldı ve müstehcenlikten yargılanarak mahkeme kararıyla yakıldı. Birçok yazısından dolayı yargılandı ve 1995 yılında bir buçuk yıla mahkum edildi. Şimdi serbest yazar.





ESERLERİ

ROMAN:
Dört Mevsim Sonbahar (1982)
Sudaki İz (1985)
Yalnızlığın Özel Tarihi (1991)
Tehlikeli Masallar (1996)
Kılıç Yarası Gibi (2001)
İsyan Günlerinde Aşk (2001)
Aldatmak (2002)

DENEME:
Karanlıkta Sabah Kuşları (1997)
Kristal Denizaltı (2001)
Geceyarısı Şarkıları (2001)
İçimizde Bir Yer (2004)
Ve Kırar Göğsüne Bastırırken (2003)

ÖDÜLLERİ:
1999 Yunus Nadi Roman Armağanı Kılıç Yarası Gibi ile


Qayd etilgan


Ansora  05 Yanvar 2011, 13:33:19

AHMET HAMDİ TANPINAR


23 Haziran 1901’de İstanbul’da doğdu. Kadı Hüseyin Fikri Efendi'nin oğlu. Baytar Mektebi'ni bırakarak girdiği Darülfünun-ı Osmani'nin (Bugünkü İstanbul Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi’nden 1923’te mezun oldu. Erzurum Konya ve Ankara'daki liselerde öğretmenlik yaptı. Gazi Terbiye Enstitüsü'nde (Gazi Eğitim Enstitüsü) edebiyat dersleri verdi. 1933'ten sonra İstanbul'da Kadıköy Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Güzel Sanatlar Akademisi’nde sanat tarihi ve estetik dersleri verdi. 1939'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yeni kurulan Türk Edebiyatı Kürsüsü profesörlüğüne getirildi. 1942 ara seçimlerinde CHP'den Maraş Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi üniversitedeki görevinden ayrıldı. 1946 seçimlerinde tekrar aday gösterilmeyince bir süre Milli Eğitim Müfettişliği yaptı. Güzel Sanatlar Akademisinde tekrar derse girmeye başladı. 1949'da da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne döndü. Bu görevdeyken 24 Ocak 1962’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. Adını ilk kez "Altın Kitap" dergisinde yayınlanan "Musul Akşamları" şiiriyle duyurdu. Dergah Milli Mecmua Hayat Görüş Ülkü Varlık Oluş Kültür Haftası ve Aile dergilerinde şiirleri yayınlandı. Hece vezniyle yazdığı bu ilk şiirler imge zenginliklikleri ve müzikal nitelikleriyle dikkat çeker. Edebiyat Fakültesi'nde öğrencisi olduğu Yahya Kemal Beyatlı'dan çok etkilendi. Ama ilk eserlerinde Yahya Kemal'den çok Ahmet Haşim izleri görülür. Haşim gibi o da küçük yaşta kaybettiği annesinin yokluğundan duyduğu acıyı ve kendisini avutacak bir sevginin özlemini dile getirir. İçe dönük bir bakışla doğa ile iletişim kurmaya çalışır. Şiirinin bir başka yönü Bergson felsefesinden kaynanlanan zaman kavramıdır. Onun eserlerinde zaman basit bir süreklilik değil çok katlı ve karmaşık bir akıştır. "Ne İçindeyim Zamanın" "Bursa'da Zaman" şiirleri bu olgunun örnekleridir. İlk romanı "Mahur Beste" 1944'te Ülkü Dergisi'nde yayınlandı. Osmanlı Devleti'nin son döneminde seçkin bir çevrenin yaşayışını sergileyen bu romanın ardandan kendi yaşamından da izler taşıyan "Huzur" 1949'da basıldı. Huzur hem bir aşk hem de Tanpınar'ın İstanbul'a olan derin sevgisinin romanıdır. Estetik anlayışının kültür birikiminin ve geçmiş kültürlere yaslanan yaşam felsefesini yansıttığı bu kitabı Tanpınar'ın en yetkin romanı sayılır. Romanda Mümtaz ile Nuran'ın aşkı çerçevesinde Doğu ile Batı eski ile yeni geçmişin değerleriyle var olan değerler aşk ile toplumsal sorumluluk arasındaki çatışmayı ve bu çatışmanın doğurduğu bireysel bunalımları irdeler. 1950'de Yeni İstanbul gazetesinde yayınlanan ancak ölümünden sonra 1973'te basılan "Sahnenin Dışındakiler" ile 1961'de basılan "Saatleri Ayarlama Enstitüsü"nde de iki uygarlık iki değerler sistemi arasında bocalayan Türk toplumunun ironik tablosu çizilir. Ölümünden sonra plan ve notlarına dayanılarak biraraya getirilen ve 1987'de yayınlanan "Aydaki Kadın" da da aynı irdeleme vardır. Şiir roman ve yazılarının yanısıra İstanbul Bursa Ankara Ersurum ve Konya kentlerini doğal tarihsel ve kültürel yapılarıyla anlattığı 1946'da basılan "5 Şehir" önemli eserleri arasındadır.



ESERLERİ

ŞİİR:
Bütün Şiirleri (1976-1981)

ROMAN:
Mahur Beste (tefrika 1944 - basım 1975)
Huzur (1949-1983)
Sahnenin Dışındakiler (tefrika 1950- basım 1973)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1961-1977)
Aydaki Kadın (ölümünden sonra 1987)

ÖYKÜ:
Abdullah Efendi’nin Rüyaları (1943-1983)
Yaz Yağmuru (1955-1983)
Hikayeler (Kitaplaşmayan iki hikayesiyle birlikte tüm öyküleri 1983)

DENEME:
Beş Şehir (1946-2001)
Edebiyat Üzerine Makaleler (1969-1977)
Yaşadığım Gibi (1970-1977)

ANTOLOJİLER:
Tevfik Fikret (1937-1944)
Namık Kemal (1942)
Yahya Kemal (1940-1982)
19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi (Ancak birinci cildini tamamlayabildi 1942-1985)

Qayd etilgan


Ansora  05 Yanvar 2011, 13:35:09

AHMET HAŞİM


1884’te Bağdat’ta doğdu 1933’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Fizan Mutasarrıfı Arif Hikmet Bey’in oğlu. Çocukluğu Bağdat’ta geçti. 12 yaşında annesinin ölümü üzerine babasıyla birlikte İstanbul’a geldi. Mektebe-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi) yatılı okudu. Tevfik Fikret ve Ahmed Hikmet Müftüoğlu'nun öğrencisiydi. 1907'de mezun oldu. Bir süre Reji İdaresi'nde çalıştı. Bir yandan da Hukuk Mektebi'ne devam etmeye başladı. İzmir Sultanisi Fransızca öğretmenliğine atandı. Hukuk eğitimini bırakıp İzmir'e gitti. 1912-1914 arasında Maliye Nezareti'nde çevirmenlik yaptı. 1. Dünya Savaşı yıllarını Çanakkale ve İzmir'de yedeksubay olarak geçirdi. Mütareke'den sonra İstanbul'a döndü. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde estetik ve mitoloji öğretmenliği yaptı. Harp Akademisi ve Mülkiye Mektebi'nde Fransızca dersleri verdi. Düyun-u Umumiye İdaresi'nde Osmanlı Bankası'nda çalıştı. Akşam ve İkdam gazetelerinde köşe yazıları yazdı. 1928'de böbrek rahaksızlığının tedavisi için yurtdışına gitti ama iyileşemeden döndü. Şiire lise öğrenciliği yıllarında başladı. İlk şiirlerinde Abdülhak Hamid Cenap Şahabettin özellikle de Tevfik Fikret etkileri görülür. Bilinen ilk şiiri "Hayal-i Aşkım"da bu yönelmelere rağmen yeni bir sanat yönelimi olduğu dikkat çeker. Gençlik şiirleri Mecmua-i Edebiye Musavver Terakki Aşiyan Jale Musavver Muhit Servet-i Fünun Resimli Kitap dergilerinde yayınlandı. Bu şiirleri kitaplarına almadı. 2. Meşrutiyet'in yazınsal karmaşa ortamında onun şiiri ayrı bir ses olarak kendisini gösterdi. 1921'de basılan ilk şiir kitabı "Göl Saatleri"nin başındaki küçük manzumeler bu dönemin asıl eserleridir. İzlenimci ressam etüdlerini andıran bu şiirlerle Ahmed Haşim doğanın özünü sızdırmak ister gibidir. Şiiri bir yandan Verlaine müziğine yaklaşırken bir yandan Şeyh Gâlib'in parıltısını taşır. "Göl Saatleri" "Göl Kuşları" "Serbest Müs¤¤¤atlar" ve "Muhtelif Şiirler" olmak üzere dört bölümden oluşan bu kitap Türk şiirinin Yahya Kemal Beyatlı'dan sonraki ikinci kanadını kurar. Beyatlı'nın geniş kesimleri kucaklayan toplumcu ve ulusçu şiirine karşılık Haşim daha dar ama daha derin bir kanalda akmayı tercih eder. İkinci ve son şiir kitabı "Piyale"nin girişinde "Şiir Hakkında Bazı Mülahazalar" bölümünde şiirle ilgili görüşlerini açıklar: Şair ne bir gerçek habercisi ne güzel konuşmayı sanat haline getirmiş bir kişi ne de bir yasak koyucudur. Şairin dili düzyazı gibi anlaşılmak için değil hissedilmek için yaratılmış müzik ile söz arasında ama sözden çok müziğe yakın ortalama bir dildir. Düzyazıda anlatımı yaratan öğeler şiir için sözkonusu olamaz. Düzyazı us ve mantık doğrur şiir ise algı bölümleri dışında isimsiz bir kaynaktır. Gizliğe bilinmezliğe gömülmüştür. Şairin dili duyumların yarı aydınlık sınırlarında yakalanabilir. Anlam bulmak için şiiri deşmek eti için bülbülü öldürmek gibidir. Şiirde önemli olan sözcüğün anlamı değil şiir içindeki söyleniş değeridir. Şiiri ortak bir dil olarak düşünenler boş bir hayal kuruyor demektir. "Piyale" kitabındaki "Merdiven" ve "Bir Günün Sonunda Arzu" şiirleri bu görüşleri yansıtan ve Türk edebiyatında görülmemiş bir şiirselliği ortaya koyan ürünlerdir. Bu kitapla birlikte Haşim'e saldırılar arttı. Ölçü ve Türkçe bilmemekle toplum sorunlarına ilgisizlikle suçlandı. Yine de şiirleriyle 20'nci yüzyılın ilk çeyreğini etkilemeyi başardı.



ESERLERİ

ŞİİRLER:
Göl Saatleri (1921)
Piyale (1926)

FIKRA VE SOHBET:
Bize Göre (1926)
Gurabahane-i Laklakan (1928)

GEZİ:
Frankfurt Seyahatnamesi (1933)

Qayd etilgan


Ansora  05 Yanvar 2011, 13:39:13

AHMET MUHİP DIRANAS


1908'de İstanbul’da doğdu (Bazı kaynaklara göre 1904 Sinop). 21 Haziran 1980'de Ankara’da yaşamını yitirdi Sinop’ta gömüldü. İlkokulu Sinop'ta okudu. Ankara'ya gelerek öğretmenleri arasında Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet Hamdi Tanpınar'ın da bulunduğu Ankara Erkek Lisesi’nden 1930'da mezun oldu. 1930-1935 arasında Ankara'da Hakimiyet-i Milliye gazetesinde çalıştı. Ankara Hukuk Fakültesi'ne girdi ama 2 yıl sonra eğitimi bıraktı. İstanbul'a gitti. Güzel Sanatlar Akademisi'nde kitaplık müdürü oldu. Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne devam etti. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. 1938'de Ankara'ya döndü. 1942'ye kadar Halkevleri Kültür ve Sanat Yayınları'nın yönetmenliğini üstlendi. 1946'da Çocuk Esirgeme Kurumu yayın müdürü oldu. 1957'de aynı yerde Yayın Müdürlüğü'ne atandı. 1949'dan başlayarak Zafer gazetesinde köşe yazıları yazdı. Politikaya girme denemeleri başarılı olmadı. 1966 ve 1972 arasında Anadolu Ajansı Türkiye İş Bankası yönetim kurulu üyeliği Devlet Tiyatrosu Edebi Kurul Başkanlığı gibi üst düzey bürokratik görevler yaptı. İlk şiiri "Bir Kadına" 1926'da "Muhip Atalay" imzasıyla Milli Mecmua'da yayınlandı. Servet-i Fünun Varlık Çığır Ataç Yücel Oluş Ülkü Şadırvan Yeni Lisan Hisar dergilerinde yayınlanan şiirleriyle Cumhuriyet döneminin etkin şairleri arasına girdi. Hecenin Beş Şairi ile Garip Akımı arasında yer alır. İlk şiirlerindeki Baudelaire etkisinden sıyrılarak dil ve üsluba ağırlık verdi. Şiiri plastik bir söz bütünü haline getirene kadar yoğuran bir şair oldu. "Olvido" "Kar" "Fahriye Abla" bu oluşumun önemli ve yıllardır unutulmayan örnekleri. Dıranas Orhan Veli ve arkadaşlarının çıkışından sonra unutulmaya başlanan hece şairleri arasında geçerliliğini yitirmeyen bir süre sonra da yeniden yüceltilen tek şairdir. Çevirileri düzyazıları ve oyunları da büyük ilgi gördü.



ESERLERİ

ŞİİR:
Şiirler (1974)
Kırık Saz (Bugünkü dille Tevfik Fikret’in şiirleri) 1975
Şiirler (yaşam öyküsünü de içeren bir incelemeyle birlikte 1982)

OYUN:
Gölgeler (1947)
Çıkmaz (O Böyle İstemezdi’nin ilk yazımı)
O Böyle İstemezdi (1948)
Oyunlar (Gölgeler ve Çıkmaz birarada) (1977)

Qayd etilgan


Ansora  05 Yanvar 2011, 13:40:15

AHMET KUTSİ TECER


1901'de Kudüs’te doğdu 1967’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. 1929'da İstanbul Darülfünun'u (üniversitesi) Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü bitirdi. Bir süre Sivas ve Ankara'da edebiyat öğretmenliği yaptı. Sivas Milli Eğitim Müdürlüğü Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim Müdürlüğü Talim ve Terbiye Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. 1939'da Seyhan (Adana) 1943'te Urfa milletvekili seçildi. 1947'de Ankara Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü'ne atandı. 1949'da Paris'e kültür ateşeliği öğrenci müfettişliği göreviyle gönderildi. 1950’de UNESCO Merkez Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Yurda döndükten sonra Galatasaray Lisesi Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Belediye Konservatuvarı'nda dersler verdi. Bu görevi ölümüne kadar sürdürdü. Hece ölçüsüyle yazdığı ilk şiirleri 1921-1925 arasında "Dergah" ve "Milli Mecmua" gibi dergilerde yayınlandı. Varlık Oluş Yücel Türk Düşüncesi Türk Dili ve bir ara kendisinin yönettiği "Ülkü" dergisindeki şiirleriyle tanındı. Hece ölçüsünde yeni olanaklar aradığı şiirinde zaman zaman lirik bir dille kişisel duygularını aktardı. Zaman zaman da ülke sorunlarına el attı. Sonradan başladığı oyun yazarlığında da yine ulusal duyguları işledi. Ünlü halk ozanımız Aşık Veysel'in keşfedilip Türkiye'ye tanıtılmasında önemli rolü vardır.



ESERLERİ

ŞİİR:
Şiirler (1932)
Tüm Şiirleri (ölümünden sonra 1980)

OYUN:
Yazılan Bozulmadan (1947)
Köşebaşı (1948)
Bir Pazar Günü (1959)
Köroğlu (1959)

İNCELEME:
Köylü Temsilleri (Köy seyirlik oyunları derlemesi 1940)



Qayd etilgan


Ansora  05 Yanvar 2011, 13:41:09

AKGÜN AKOVA


1962'de Sakarya Akyazı’da doğdu. Lise öğrenimini Gebze’de üniversite eğitimini Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü’nü bitirdi. İlk şiiri 1984'te Milliyet Sanat Dergisi’nde yayınlandı. Ardından peşpeşe şiir kitapları geldi. Bazı şiirleri İngilizce Fransızca Almanca İspanyolca ve Boşnakça’ya çevrildi. Ataol Behramoğlu onun şiiri için "1980’li yıllara özgü külhani bir edanın özgün başarılı sen¤¤¤i. Neredeyse her dizeden taşan dizginsiz bir yaşama sevinci gençlik ve enerji dolu şiirler" değerlendirmesini yapıyor.



ESERLERİ

ŞİİR:
Sansüttürme Şair Abüüü (1991)
Pepetye (1992)
Baba Bana Bağırma (1994)
Aşk ve Kuyrukluyıldız (1997)
Seçme Şiirler (1998)

DENEME:
Güzel Atlar Ülkesi (1996)
Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü (1997)
Elimi Tut Yeter (1998)

ÖDÜLLERİ:
1998 Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Ödülü "Yıkık Bir Çocuk Bahçesi Gibiydi Yüzü" ile

Qayd etilgan


Ansora  05 Yanvar 2011, 13:52:45

ARİF NİHAT ASYA


7 Şubat 1904'te İstanbul Çatalca’da doğdu 5 Ocak 1975'te Ankara’da yaşamını yitirdi. İstanbul Üniversitesi Yüksek Öğretmen Okulu Edebiyat Bölümü’nü bitirdi. Adana Malatya Edirne Tarsus Ankara ve Kıbrıs'taki liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1950-1954 arasında Seyhan (Adana) milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulundu. Milletvekilliğinden sonra tekrar öğrtemenliğe döndü. Ankara Gazi Lisesi edebiyat öğretmeni iken 1962'de emekliye ayrıldı. İstanbul'a döndü. Yeni İstanbul ve Babıli’de Sabah gazetelerinde yazılar yazdı. Aruzla başladığı şiirde rubailer gazeller yazdı. Özellikle rubailere büyük önem verdi. Rubailerden oluşan 5 ayrı kitap yayınladı. Daha sonra hece veziyle ve serbest vezinli şiirler de yazdı. Ulusçu şiirleriyle dikat çekti. Yurdun güzelliklerini doğasını anlatan kimi zaman yergici ama Türklüğü yücelten şiirleriyle bilinir.



ESERLERİ

ŞİİR:
Heykeltıraş (1924)
Yastığımın Rüyası (1930)
Ayetler (1936)
Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor (1946)
Kubbe-i Hadrâ (Mevlana üzerine 1956)
Kökler ve Dallar (1964)
Emzikler (1964)
Dualar ve Aminler (1967)
Aynalarda Kalan (1969)
Bütün Eserleri (1975-1977)
Rubaiyyat-ı Ârif (rubailer 1956)
Kıbrıs Rubaileri (rubailer 1964 1967)
Nisan (rubailer 1964)
Kova Burcu (rubailer 1967)
Avrupa’dan Rubailer (1969)
Şiirler (Ahmet Kabaklı derledi 1971)
Bütün Eserleri (1975-1977 Ötüken Yayınları)

DÜZYAZI:
Kanatlar ve Gagalar (özdeyişler 1946)
Enikli Kapı (makaleleri 1964)

Qayd etilgan